Son zamanlarda birçok alanda uygulanan ancak çoğu zaman kullandığımızın farkına varmadığımız yapay zeka örnekleri, aslında hayatımızın en basit işlemlerini gerçekleştirmek için bile devreye soktuğumuz sistemler olarak hayatımızda yer alıyor. Bankacılık işlemlerini mobil şubemizden gerçekleştirirken, sevdiğimiz markaların online mağazalarını gezerken, severek dinlediğimiz şarkıların listesini oluşturup çalarken, çeşitli oturumlarda canlı sohbetler gerçekleştirirken, yapay zekayı kullanarak çalışan bilgisayar programlarından faydalanıyoruz.
Yapay zeka uygulamaları, genellikle derin makine öğrenimi ile birlikte kullanılarak temas ettikleri teknolojileri daha etkili ve güçlü kılıyorlar. Bu da demek oluyor ki, yapay zeka teknolojisine sahip bir sistem kullanıyorsanız, ondan üstün performans beklentisine girmeniz doğaldır. Çeşitli uygulamalarda faydalandığımız sanal asistanlar, yapay zeka kullanarak ihtiyacımız olan günlük programı hazırlamak veya istediğimiz restoranda rezervasyon yapmak için bize en uygun vakti belirleyebiliyor, para transferlerimiz veya bekleyen ödemelerimiz tam vaktinde yapay zeka sayesinde gerçekleşiyor.
Yapay zeka teknolojisindeki gelişmeleri takip ederken bizi çok da ilgilendirmeyen alanlar olduğunu düşünsek de aslında hayatımızın birçok alanında yapay zeka yer alıyor ve etki alanı günden güne genişliyor. Teknolojik gelişmeleri takip etmeyi seven ve yaşam kalitesi bilinciyle kullanıcısı olduğu teknolojiler hakkında fikir sahibi olmak isteyenler için yapay zeka örnekleri içeren bir içerik hazırladık. İşte günlük yaşamımızı kolaylaştıran bazı yapay zeka temelli uygulamalar!
- Yüz Tanıma Sistemleri
- Sanal Asistanlar
- Haritalar
- Otonom Arabalar
- Chatbot
- Akıllı Öneri Sistemleri
- Akıllı Ev Sistemleri
- Sahtecilik Önleme
- Siber Güvenlik
- Akıllı Öğrenme Yönetim Sistemleri (LMS)
Yüz Tanıma Sistemleri
Yüz tanıma sistemleri, “yüz algılama” ve “yüz tanıma” olmak üzere iki aşamalı olarak çalışan yapay zeka uygulamalarıdır. Bu sistem, öncelikli olarak yüz algılama ile kameraya ulaşan resmin bir insan yüzü olduğu bilgisini akıllı cihaza gönderiyor. Yüz tanıma ile de akıllı cihaza daha önceden tanımlanmış olan yüzün bir sonraki kullanımda hatırlanması yoluyla yüz görüntüsü olarak bir kilit şifresi oluşturmak mümkün oluyor.
Akıllı makineler, insan yüzünü biricik yapan yüz koordinatları ve yüzün geometrik yapısını işleyerek daha sonra kullanmak üzere kaydediyor. Bunu yapmak için yüzümüzü aydınlatıyor, yüzümüze 30 bin kızılötesi nokta yerleştiriyor ve depolayıp kullanmak üzere bir görüntü yakalıyor. Bir sonraki karşılaşmada koordinatlara ve hizalamaya göre kayıtlı olan yüzün bilgisi ile yapay zeka ve makine öğrenimi sayesinde yüz tanınıyor ve gerekli işlem yapılıyor.
Fotoğraf çekerken, yüzümüze çeşitli filtreleri uygularken, ekran kilidimizi açmak için yüz kimliğimizi kullanabiliyoruz. Bunu yaparken akıllı cihazımız daha önce belirleyip kaydettiği yüzümüzün bilgisini makine öğrenimi ve algoritmalar sayesinde depoladığı yerden çıkarıp işleyerek yüz taramamızı gerçekleştiriyor. Bu işlemin gerçekleşmesinde kullanılan yapay zeka teknolojisi, yüzümüzü eşsiz kılan detayları öyle ince kaydediyor ki, yüz tanıma sistemlerinin yanılma ihtimali milyonda bir denecek kadar az.
Yüz tanıma sistemleri ile Facebook, Snapchat gibi uygulamalar fotoğraflara göre arkadaşlık önerilerinde bulunabiliyor, fotoğraf uygulamaları kişilere özel klasör oluşturma imkanı sunuyor. Dahası, bazı ülkelerdeki hava alanlarında kimlik kontrolleri yüz tanıma kameralarıyla gerçekleştiriliyor. Bu da gösteriyor ki, yapay zeka ve makine öğrenimi kullanan yüz tanıma sistemleri, yüz görüntüsünün tıpkı parmak izi gibi imza niteliğinde kullanılabilmesi kolaylığını beraberinde getiriyor.
Sanal Asistanlar
Sanal asistanlar, akıllı cihazlarda kullanılan ve sözlü ve yazılı komutları doğal dil anlama ve işleme özelliğini kullanarak yerine getiren bilgisayar programlarıdır. Sanal asistanlar, cihazımızda daha önce girdisi bulunan verilerimizden hareketle bizimle ilgili bir profil oluşturup bunu kaydeder ve bir sonraki adımımızı tahmin ederek bizimle sohbet eder. Sohbet robotlarından farklı olarak daha karmaşık görevleri yerine getirebilen sanal asistanlar, komutları yerine getirmek için aynı anda birçok kaynağa ulaşabiliyor.
Siri, Google asistan, Amazon Alexa, Bixby, Microsoft Cortana, Amazon Echo gibi şekillerde karşımıza çıkan sanal asistanlar, geçmiş aramalarından hareketle kullanıcısının finansal düzenlemelerini, çalışma programını ve zaman çizelgesini, şarkı ve oynatma listelerini, sesli kitaplarını, satın alma ve rezervasyon işlemlerini düzenleyebiliyor ve kontrol edebiliyor. Gerekli durumlarda yol durumuna göre hedefe uygun rota belirliyor, yemek tarifi verebiliyor. Bireysel kullanıcıların günlük işlemlerini asiste etmesinin yanında işletmelerin işleyişini düzenleyen sanal asistanlar, iş yükünü en aza indirerek uygulamalardan üst düzey performans elde etmeyi mümkün kılıyor.
Haritalar
Başta Google haritalar uygulaması olmak üzere harita programları, insanları gidecekleri yöne doğru bir şekilde yönlendirmek ve yanlış yerlere gidilmesini önlemek için geliştirilmiş yapay zeka temelli yer – yön bulma programlarıdır. Haritalar bunu yaparken, özellikle araç kullananlar için, varılacak yere giden en doğru ve en güvenli yolu tercih etmeyi sağlar. Harita programları, yürürken ve araç kullanırken, hedefimize ne kadar sürede varacağımızı ve siparişimizin ne zaman bize ulaşacağını önceden görebilmemizi sağlıyor.
Belirlenen hedefe ulaşmayı sağlayan yol tariflerine yapay zekanın eklenmesi sayesinde araçlar takip ediliyor; hız, frenleme sıklığı, trafik ışık durumları, trafik sıkışıklığı gibi yol süresini etkileyecek tüm durumlar değerlendiriliyor ve böylece kullanıcılara çok daha gelişmiş ve detaylı bilgiler içeren yol deneyimleri sunuluyor.
Haritalar uygulamaları, yapay zekaya ek olarak gelişmiş makine öğrenimi sayesinde dünyanın neredeyse her köşesine ait faydalı bilgiler içeren, gerçekliğe en yakın harita bilgilerini kullanıcıyla paylaşabiliyor. Bir mahallenin sokak ve caddelerinin yanı sıra, kaldırımların nerede başlayıp bittiği, gidilecek rotadaki yolların eğimi, bölgelerin yüksekliği gibi hassas içerikler bile bu programlarda yer alıyor.
Ülkelerde kaldırım, sokak, yaya geçidi gibi yapıların farklı özelliklerde olması, tek bir şeklin kodlanamamasına ve dolayısıyla haritalarda net bir ortaklık olmamasına sebep olabilir. Ancak yapılan çalışmalarla uydu ve hava görüntüsü dizinlerindeki farklı özelliklerin belirlenip sınıflandırılması da yine yapay zeka ve çeşitli makine öğrenimi modelleri ile mümkün kılınıyor.
Google haritaların bu kadar kullanışlı ve hayatın içinde olmasını sağlayan şey kuşkusuz yapay zeka. Yüksek tanımlı görüntü koleksiyonları ve makine öğreniminin birleşimi sonucunda haritaya en üst seviyede ayrıntı düzeyinin kazandırılacağı yakın gelecek bizleri bekliyor. Ayrıca, havaalanları, tren istasyonları dahil olamk üzere kullanabileceğimiz giriş çıkış kapıları hatta en yakın asansörün, haritalarda yer alması bekleniyor.
Otonom Arabalar
Yapay zeka teknolojisinin varlığını hisettirmeye ve birlikte gelişmeye devam ettiği alanlardan biri de otonom – akıllı arabalar. Başta Tesla şirketi olmak üzere birçok otomobil üreticisi firma, araçlarda otomasyon sistemlerini kullanmanın yanında, araçlarda kesintisiz teknolojik hizmetler için yapay zekanın otomobil özellikleri ile entegrasyonu için çalışıyor.
Yapay zeka teknolojisi ile geliştirilmiş akıllı arabalar, yapay zekanın araçları tarama ve veri analizi donanımları sayesinde;
- Var olan trafik koşulları ve yoğunluğunu,
- Yol durumu ve diğer yol bilgilerini,
- Fren yapan veya park halindeki araçları,
- Tehlike durumları ve kaza risklerini,
- Tabela ve ışıklarını,
- Canlı ve cansız tüm varlıkları
algılayarak trafikte uygun manevraları yapabilmeleri adına diğer arabalarla paylaşıyor. Böylece ızgaradaki diğer araçlar uyarılıyor ve yeniden yönlendirme gerçekleşiyor. Otonom arabalarla, en iyi trafik deneyimini sunmanın yanında trafikte hata payının en aza indirilmesi hedefleniyor.
Chatbot
Chatbotlar, yapay zekanın doğal dil işleme ve derin öğrenme özelliği ile kullanıcıların dijital ortamda konuşarak veya mesaj yoluyla ilettikleri komutları yerine getiren sanal sohbet robotlarıdır. Finans, hizmet, sağlık, e-ticaret gibi birçok alanda kullanılmakta olan chatbotlar, Facebook, Google Asistan, Siri gibi sesli şekilde kullanılabildikleri gibi, çeşitli kurumların web sitelerinde veya mobil uygulamalarda da yer alabiliyor. İletişim kurma yoluyla kullanıcısının aradığı bilgiyi sohbet yoluyla anında getiren chatbotlardan, bankacılık işlemleri, hastane randevuları, satın alma ve rezervasyon gibi işlemlerde sıkça faydalanılıyor.
Çeşitli alanlarda bilgi almak veya işlem yapmak için kullanılan sohbet robotları, diyalogda reaktif veya proaktif olarak hizmet verebiliyor. Sözgelimi reaktif chatbotlar yalnızca kendisinden talep edilen işlemleri yerine getirirken, proaktif robotlar ilk bildirimi gönderen taraf olabiliyor. Proaktif bir chatbot, satın almak istediğiniz ürün indirime girdiğinde, muayene olmak istediğiniz hastane ve doktorda randevu boşluğu oluştuğunda veya hesap hareketlerinizde şüpheli bir durum söz konusu olduğunda sizi uyarmak ve bilgilendirmek için sizinle iletişime geçebiliyor.
Akıllı Öneri Sistemleri
Akıllı öneri sistemleri, Netflix, YouTube, Spotify gibi platformlarda sıkça kullanılan ve kullanıcı tarafından sağlanan veriler sayesinde ihtiyaca uygun içeriği sunan yapay zeka teknolojileridir. Yapay zekanın makine öğrenimi modelinin kullanıldığı akıllı öneri sistemleri, kullanıcının önceki oynatmalarını tarar ve benzer içeriklerin havuzdan çekilerek bir sonraki oynatma olması için üst sıralarda öne çıkarıyor.
Akış hizmetleri gerektiren bu gibi platformlar, yeni içerik için öneride bulunurken kendi veritabanlarına ek olarak etiket, yaş ve cinsiyet gibi kayıtlı verileri de göz önünde bulunduruyor. Eğer kayıtlı bir veri sağlanmamışsa veya kullanım geçmişi kapalı ise, bu durumda kulanılan platform kendi kullanıcı kitlesinin tercihlerine, ortak özelliklerine ve kullanım popüleritesine göre yeni içerik önerileri sunuyor.
Akıllı Ev Sistemleri
Akıllı ev sistemleri, evdeki teknolojik aletlerin yapay zeka teknolojisi kullanılarak tek bir cihazdan yönetilmesini sağlayan kurulumlardır. Akıllı evlerde bulunan bu sistemler, akıllı telefonlar, tabletler, bilgisayar, oyun konsolu, kapı kilit sistemleri, televizyonlar, monitörler, kameralar, ışıklar, termostatlar, buzdolapları gibi cihazların tek bir ev otomasyon sistemi üzerinden kontrol edilmesi yoluyla kuruluyor.
Akıllı ev sistemi bulunan bir evde, belirlenen görevleri yerine getiren, soruları yanıtlayan, kullanıcısı ile etkileşim kuran ve bunu yaparken yapay zeka teknolojisinden faydalanan bir akıllı asistan bulunuyor. En bilinen ve tercih edilen akıllı ev cihazı olan Amazon Echo – dot başta olmak üzere bu programlar, doğal dil öğrenme yoluyla sesleri tanıyor, ayırt ediyor ve sesle uzaktan kontrol edilebiliyor.
Yapay zeka uygulamaları içinde karşımıza çıkan ve son dönemlerde başta güvenlik erişimi olmak üzere çeşitli yönleriyle tercih edilen akıllı ev sistemleri, kullanıcıların evlerine ait doğalgaz, sıcaklık, aydınlatma, sinema gibi birçok sistemi uzaktan takip etmesini ve yönlendirmesini sağlaması açısından dikkat çeken yapay zeka örnekleri arasında yer alıyor .
Sahtecilik Önleme
İnsan hayatında büyük yeri ve önemi olan bankacılık ve finans sektörü, yapay zeka uygulamalarından faydalanan alanlardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Bir günde sayısız işlemin gerçekleştiği bankacılık faaliyetlerinde sıradan işlemlerin takip ve analizi için insan gücünün yeterli olması neredeyse imkansız. Ancak yapay zeka, makine öğrenimi ve kullandığı algoritmalar ile bu işlemleri saniyeler içinde gerçekleştirebiliyor.
Günlük alım satım işlemlerinin yanı sıra büyük yatırım işlemleri düşünüldüğünde, bankaların ve finans kuruluşlarının müşteri hizmetlerinin yanında dolandırıcılık faaliyetlerine karşı güvenebileceği etkili bir teknolojiye ihtiyacı bulunuyor. Hileli ve tehlike arz eden işlemlerin sayısız görünümü mevcut ve bunların kaydedilerek gelecek hareketle ilgili tahminde bulunmak da yine yapay zeka teknolojilerinin getirilerinden. Finans sektöründeki dev şirketler, müşteri hizmetleri ve her türlü işlemin güvenliği için büyük yatırımlar yaparak işlem akışlarını yapay zeka teknolojisi ile düzenliyor ve büyük etkilerini görmeyi bekliyor.
Siber Güvenlik
Siber güvenlik, başta bilgisayar ve mobil cihazlar olmak üzere çeşitli elektronik sistemleri, sunucuları, ağları ve verileri kötü hedefli saldırılardan koruyan bir yapay zeka uygulamasıdır. Siber güvenlik uygulamaları dahilinde bilgisayarlar, yapay zekanın derin öğrenme özelliği ile karmaşık sorunları çözüyor ve büyük miktarlarda veri toplayarak gelecek görüntüleri nasıl tanımlayacağını ve yeni görevleri ne şekilde gerçekleştirmesi gerektiğini biliyor. Bu yolla güvenli olmayan görüntüler belirsiz saldırı etkinlikleri olarak algılanıyor, algılanamayan görüntü içeren ve gizli içeriğe sahip olan e-postalar, bilinmeyen kaynaklardan gelen mesajlar tehlike olarak algılanıp engellenerek ağ güvenliği sağlanıyor.
Genellikle ağlar içinde saklanan siber saldırganlar, şifreleme yoluyla kimlik bilgilerini çalarak ve günlükleri silerek tespit edilmemeye çalışıyor. Ancak yapay zekanın makine öğrenimi algoritması anormallikleri hareket halindeyken tespit edebiliyor. Verilerin depolanması ve aktarılması esnasında gizlilik ve bütünlüğün korunması da yine yapay zekanın siber güvenlik sistem uygulamalarından biri.
Siber güvenliğin uygulama kategorilerinden bir diğeri olan operasyonel güvenlik sistemi, kullanıcıların ağlara erişmek için kullandıkları izinler, sahip oldukları veriler , depolama ve paylaşma bilgileri ile ilgili prosedürleri işleyerek kötü amaçlı yazılımların algılanmasını sağlıyor. Siber güvenlik uygulamaları içinde yer alan olağanüstü durum kurtarma ilkeleri sayesinde ise, kuruluşların bir siber saldırıya uğrayarak işlem veya veri kaybına uğraması halinde, eski çalışma planına dönmek için gereken geri yüklemelerin ne şekilde yapılacağı belirleniyor.
Kötü niyet taşımaksızın, yanlış uygulamalar ile güvenli sistemlere virüs bulaştırma ihtimaline karşı şüpheli durumlardan kaçınma ve kurtarma çalışmaları da yine siber güvenlik uygulamaları arasında yer alıyor.
Akıllı Öğrenme Yönetim Sistemleri (Learning Management System)
Akıllı öğrenme yönetim sistemleri, internet aracılığıyla üretilen ve sunulan bilgilerin öğretmen ve öğrencilerin ortaklaşa erişebildikleri ortak bir sistem üzerinden düzenlenmesini sağlayan yönetim programlarıdır. Öğrenme ve gelişme çalışmalarında eşsiz bir değer yaratma potansiyeline sahip olan yapay zeka sayesinde, öğrenci merkezli yaklaşımların ve bireyselleştirilmiş uygulamaların kullanımını mümkün kılan bu sistemler eğitim alanında sıklıkla kullanılıyor.
İngilizce adı ile Learning Management System – LMS, ücretli ve ücretsiz uygulamalarıyla, kullanıcılar arasında aşağıdaki çalışmaların düzenlenmesini ve yürütülmesini mümkün kılıyor:
- Kayıt işlemleri,
- Çalışma ve sınav takvimleri,
- Dersler, sınavlar ve etkinliklerle ilgili duyurular,
- Gerekli araç ve gereçler,
- Testler, ödevler, sınavlar ve bunların değerlendirme raporları,
- Devamsızlık durumları.
Ortak kullanım ağına dahil olan tüm kullanıcılara taşınabilirlik, birlikte çalışabilirlik, devamlılık, ulaşabilirlik, yönetilebilirlik ve yeniden kullanılabilirlik özellikleriyle hizmet veren akıllı öğrenme yönetim sistemlerinin öğrenci – öğretmen – yönetici açısından farklı boyutları bulunuyor.
Yapay zeka tabanlı sistemler sayesinde öğrenciler, yapay zekanın dil öğrenme, çeviri, veri analizi, karar verme gibi görevleri ile eşsiz bir öğrenme platformuna erişme imkanı elde ediyor; uzun vakit alacak ağır işleri arka planda çalışarak tamamlayan yapay zeka uygulamaları sayesinde daha önemli ve ciddi meselelere yoğunlaşmaya vakit bulabiliyorlar.
Öğrencinin yaş ve öğrenim düzeyine uygun olarak işine yarayacak içeriklerin önüne çıkması, geçmiş aramalarından hareketle tercih edebileceği formatların düzenlenerek önerilmesini sağlayan bu sistemler, öğrenciler için ilgi ve ihtiyaçlarına uyum sağlayacak etkili ve duyarlı bir bireysel öğrenme platformu hazırlıyor.
Öğretmenler ve yöneticiler ise, yapay zeka tabanlı sistemler sayesinde sıradan olmasına karşın oldukça vakit alan görevleri otomatikleştirerek kolayca halledebiliyorlar ve eğitim faaliyetlerine daha fazla vakit ayırma şansı yakalayabiliyorlar. Kullanılan öğrenme yönetim sistemleri ne kadar kapsamlı ise, öğretmenler ve yöneticiler öğrencilerin ihtiyaçlarının o oranda farkına varıyor ve sürekli bir gelişme ve iyileşme döngüsüne dahil oluyorlar.